Yenilenebilir Enerji Kaynalarının Önemi ve Dışa Bağımlılık

Photo of author

By Çağatay Turgut

Yenilenebilir Enerji Kaynalarının Önemi ve Dışa Bağımlılık

Bugün sizlere farklı bakış açılarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarını yeniden ele alarak farklı bir anlatım yapacağım. Okurken dikkatiniz dağılabilir çünkü bir konudan başka bir konuya atlayacağım ve bu konulardan yenilenebilir enerjiye ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermeye çalışacağım. Son zamanlarda Türkiye ve Rusya’nın arasının uçak krizi nedeniyle açılması ve buna karşılık olarak Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar bu yazıyı hazırlamama vesile oldu.

Bildiğiniz üzere Türkiye hava sahasını işgal eden rus uçağını düşürdük ve bunun neticesinde sosyal medyada ve haber sitelerinde birçok yazı, düşünce ve görüş paylaşıldı. Bunlardan en önemlisi de tabi ki “Rusya doğalgazı kesecek, Rusya doğalgazı keserse ve Rusya’nın Türkiye’ye ekonomik yaptırımları” gibi başlıklarda paylaşıldı. Benim fikrimi soracak olursanız Rusya Türkiye’ye doğalgaz vermeyi kessin! Neden mi? Çünkü o zaman dışa bağımlı yaşamanın ne kadar kötü olduğunu üşüyerek ve pahalıya doğalgaz satın alarak öğrenmiş olacağız. Belki o zaman biraz aklımız başımıza gelirde kendi kendimize yetebilmenin peşine yeniden düşeriz. Dediğim gibi konudan konuya atlayarak anlatmaya devam edeceğim.

Şimdi biraz geçmişe gidelim, çok uzun bir zaman öncesine değil henüz bir ya da 2 yıl oldu Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik. Avrupa birliği doğalgaz tüketiminin %25’ini Rusya’dan temin etmektedir ve bu gerçekten çok ciddi bir rakam. Buna Türkiye üzerinden örnek verecek olursam, Türkiye şu anda beş ayrı ülkeden, yani Rusya, İran, Cezayir, Nijerya ve Azerbaycan’dan doğalgaz alıyor. 2012 yılında Türkiye bu ülkelerden yaklaşık 44 milyar metreküp doğalgaz ithal etmiş. Rusya’dan alınan gazın toplamı yaklaşık 27 milyar metreküp; yani Ruslara bağımlılık oranımız yüzde 61 civarında. Kısacası biz %61 bağımlıyız, Avrupa %25 bağımlı. Şimdi yeniden Avrupa gündemine geçiyoruz. Hatırladığınız gibi geçen yıllarda Rusya ve Ukrayna arasında olan gerginlik Avrupa’yı telaşlandırmıştır çünkü Avrupa doğalgazının %80’ni Ukrayna üzerinden geçmekteydi. Ukrayna – Rusya arasındaki bu gerginlik bile Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının çıkmasına yol açmıştı. O zamanlar Avusturya, Viyana’da yaşadığım dönemlerdi. Gazete manşetlerini hatırlıyorum, “Avrupa bu yıl donacak, Bu kış diğer kışlardan daha soğuk yaşanacak.” gibi. Yanlış anlamayın bu manşetler bizim ülkemizdeki gibi her kış başında atılan monoton ve olağan manşetlerden değil içerik olarak Rusya ve doğal gaz kriziyle ilgili içerikleri olan haberlerdendi.

Şu anda Putin’in televizyonlara çıkıp rahat bir şekilde Türkiye pişman olacak demesinin aslında sadece iki nedeni var birincisi kendi sonunu getirecek olan sonsuz özgüveni (Vodka’nın verdiği sarhoşlukta olabilir tabiki bu), ikincisi acı bir gerçek olan Türkiye’nin Rusya’ya olan bağımlılığı. Türkiye, Rusya’ya tabi ki sadece enerji konusunda bağımlı değil bunda bizim ithal ettiğimiz beyaz et, sebze ve meyvelerinde etkisi bulunmakta ve Türkiye Turizmini ayakta tutan Rus turistleri de unutmamak gerekir. Kısacası bu paragrafta anlatmak istediğim şey Rusya bize fazlasıyla bağımlı bir ülke ancak biz Rusya’ya çok fazla bağımlı bir ülkeyiz.

Bunları iyileştirmenin ve bağımlılığı azaltmanın yolları yöntemleri elbette var ve ülkemizdeki gerek siyasi olsun gerek işadamlarımız olsun gerekse de sade vatandaşlarımızdan bir çoğu olsun eminim bunun için çalışıyordur. En azından benim gibi oturup birilerine bir şeyleri anlatabilen veya anlatmaya birileri varsa bu bile kardır. Burada konumuz biraz dağıldı kısa kesiyorum ve enerji dışında kalan bağımlılıklarımızdan konumuzu soyutluyorum.

Yenilenebilir enerji kaynaklarına gerek önemi henüz yeni yeni vermeye başlayan ülkemiz ve ülkemizdeki önemli iş adamlarını yatırımlarını bu alan üzerinde yapmaya başladılar. Aslında geç kalmış olsakta ve hala yavaş ilerliyor olsakta en azından bu yolda olmak bile bir kardır diyebiliyorum en azından. Neden kendimizi yavaş ve yetersiz gördüğümü açıklamam gerekirse, Avusturya Viyana’da yaşarken uçakla her inişimde özellikle dikkat ettiğim iki şey vardı. Birincisi, dev gibi kocaman ve aşırı derecede düzenli tarlaların varlığıydı, ikincisi ise bu tarım tarlalarında ve dışında bulunan tam olarak hiçbir zaman saymayı başaramadığım onlarca rüzgar türbinleriydi. Konumuzu çok kısa dağıtarak şunu belirtmeliyim ki bir ülkede tarım fazlasıyla önemlidir. Avusturya gibi küçücük bir ülkede bile bizden iyi tarım yapılması hiç hoş bir durum değil. Atatürk boşuna “Köylü milletin efendisidir!” dememiştir. Milli ekonominin temeli tarımdır ve bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Bu başka bir konu şimdi bunu atlayacak olursak size bahsettiğim ikinci konuya gelebiliriz. Saymayı bir türlü bitiremediğim onlarca rüzgar türbini olduğunu söyledim.

Rüzgar Enerjisi Santrali
Rüzgar Enerjisi Santrali

Avrupa için Rüzgar Türbinlerinin Önemi?

Dediğim gibi ben Avusturya’da yaşadım ve size Avusturya üzerinden örnek vermeye çalışacağım. Avusturya mevsimsel olarak fazla güneş alamadığı için ve coğrafyası bakımından fazlasıyla rüzgar alan bir bölge olduğu için enerji ihtiyacını karşılamak maksadıyla kurulmuş onlarca rüzgar türbini bulunmaktadır. Avrupa’nın hiçbir ülkesiyle güzel ülkemizi karşılaştıramayız çünkü Türkiye coğrafyası hem rüzgar enerjisinden, hem güneş enerjisinden hem de dalga enerjisinden faydalanabilecek bir bölgede bulunmaktadır. Aslında dalga enerjisine biz uzakta olsakta dünyada bunun kullanımı ve teorilerini görmek mümkün. Avrupa ülkeleri nasıl ki yenilenebilir enerjiye fazlasıyla önem veriyor ve enerji konusunda kendi kendine yetebilmeyi amaçlıyorsa bizde bu amaçlar doğrultusunda çalışmalı ve projelerimizi geliştirmeliyiz. Yenilenebilir enerjinin en büyük artısı doğayı kirletmemesi ve doğadan enerji kazanmasıdır aslında. Tabi ki yenilenebilir enerjinin negatif yönleri daha doğrusu yönü de vardır. Buna da kısaca şimdilik pahalı olması diyebiliriz. Ancak siz pahalı dediğime bakmayınız lütfen bu türbinler kendi maliyeti altı ile on iki ay arasına çıkartıyor ondan sonrası sizin cebine giren paradır. Bu türbinlerin fiyatları değişiklik göstermesine rağmen 1.000.000 dolara bulunabiliyor. Size pahalı olduğunu söylemiştim.

Yenilenebilir Enerji için Türkiye Ne Yapmalı?

Enerji TasarrufuTürkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yapabileceği o kadar çok şey var ki yazsak roman olur desem az kalır ancak ben sizin için özetleyerek geçeceğim. Öncelikle Türkiyenin yapması gereken yatırım güney kısımlarımızda ( Güney Doğu Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ) güneş tarlaları yapmaktır. Güneş tarlaları ülke için maliyeti yüksek olması karşılık kısa zamanda yatırım maliyetlerini karşılayan bir sistemdir. Havayı kirletmez, sürdürülebilir ve yerli kaynaklara dost bir yapıdadır. Yani güneş tarlası yap işlet işletebildiğin kadar zararı olmaz diyebiliriz. Türkiye’de son zamanlarda zaten bu alanda yatırımlar yapmaya başladı ancak bu konuda dünya ile yarışmamız gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Amerika, dünyanın en büyük solar enerji tarlasına sahip ülkesidir. Amerika’yı prestijli yapanda kaynaklarını iyi kullanması ve teknolojisi değil midir zaten. Bir ülke yerel kaynaklarını ne kadar verimli kullanırsa teknolojisi ve maliyeside ona oranla daima gelişir ve gelişmek zorundadır. Hatırlarsanız tarih kitaplarında Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü bize hep Avrupa’da ki sanayileşmeyi yakalayamadığı için demişlerdir. Matbaa bile bize yüz yıllarca sonra gelmiştir. Osmanlı Dünya’ya ilim ve bilim öğreten bir imparatorlukken kaçırdığı gelişmeler sonunu getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti olarak bizde bu teknolojiyi yakalamak ve Dünya Standartları’nı geçmek zorundayız ki gelecek neslimiz gururla rahat rahat gezebilsin. Bu yoldaki önemli adımlardan biriside tabiki enerji ihtiyacını karşılamak ve enerji ihtiyacımızı karşılamanın en yeni, en güncel, en verimli yolu yenilenebilir enerjidir. Türkiye’nin bu yoldaki önemli adımlarından biriside aslında yerli aracımızın elektrikli olacak olmasıdır. Konuyu gene dağıttığımın farkındayım ancak bu anlattığım mevzular aslında iç içe olan önemli mevzulardır. “Yenilenebilir enerji için Türkiye ne yapmalı?” başlıklı yazımda şu ana dek yalnızca güneş tarlası üzerinde durdum ancak tabi ki bunlarla da sınırlı değil. Güneşe el verişli bölgelerde bulunan evlerin kesinlikle güneş enerjisi sistemini kullanması gerekmektedir. İki veya üç bin liralık bir yatırım sonucu çatınıza koyacağınız panelle evinizdeki suyu doğalgazla değil güneşle ısıtmak aslında doğalgaz fiyatlarındaki fazlalığa ve doğalgaz bağımlılığına büyük bir çözümdür. Ayrıca farklı güneş panelleri kullanarak evinizdeki lambaları hatta televizyonunuzu, bulaşık makinenizi, çamaşır makinenizi ve elektrikli diğer ev aletlerinizi güneş enerjisiyle çalıştırabilirsiniz. Bunun size geri dönüşü tabiki düşük faturalarla yansıyacaktır ancak ülkemize geri dönüşü çok büyük oranda dışa bağımlılığın azalması hatta ihtiyaç fazlası enerjisinin dışarıya satılarak ülke kasasına girecek para olacaktır. Ülkemiz için yapabileceğimiz çok şey var bunlardan birincisi ve en önemlisi tutumlu olmak ve enerji israfına dikkat etmektir. Türkiye yenilenebilir enerji için sadece bunlarımı yapmalı? Tabi ki hayır bu anlattıklarım sadece güneş enerjisiyle ilgili olanlardı.

Türkiye rüzgar enerjisine önem vermeli mi? –Diye bir soru olmamalı. Tabi ki kesinlikle vermeli. Rüzgarın çok olduğu bir ülkedeyiz ve rüzgar türbinleri enerji ve elektrik ihtiyacımızı fazlasıyla karşılayabilecek ve yüksek maliyetine karşılık kısa zamanda geri dönüş alabileceğimiz yatırımlardır. Türkiye’de özel kuruluşlar aslında bu alanda önemli yatırımlar yapmaktadır. Örneğin Galatasaray’ın eski başkanı Adnan Polat’a ait olan Polat Enerji rüzgar enerjisine büyük önem vermekte ve rüzgar santralleri kurmaktadır. İzmir’de kurdukları rüzgar santralleri hem şirkete maddi olarak büyük kazançlar sağlamakta hem de ülkemizde bu tür yatırımlara öncülük etmektedir.

Anlayacağınız gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi büyüktür ve Rusya’nın bize horozlanmasının en büyük nedeninin de Rusya olan bağımlılığımız olduğunu direk yoldan olmasa da dolandıra dolandıra sizlere anlatmaya çalıştım. Ayrıca aşağıya Türkiye’nin yıllar itibariyle ithal edilen doğal gaz miktarı tablosunu ve Türkiye’nin doğal gaz alım anlaşmaları tablosunu sizlerle paylaştım. Yazımı sonuna kadar okuyabildiyseniz umarım memnun kalmışsınızdır. Her türlü görüş ve yorumlarınızı aşağıdan yorum yaparak bizlere bildirebilirsiniz. Yazımın şimdilik sonuna geldim en kısa zamanda farklı bir yazıyla karşınızda olacağım.

YILLAR İTİBARIYLA
İTHAL EDİLEN DOĞAL GAZ MİKTARLARI (Milyon Cm³)

YIL

MİKTAR

2015 (*) 33.063
2014 39.975
2013 36.095
2012 43.092
2011 39.723
2010 32.466
2009 33.639
2008 37.793
2007 36.450
2006 30.741

 

 

DOĞAL GAZ ALIM ANLAŞMALARI

Mevcut Anlaşmalar Miktar (Plato)
(Milyar m³/yıl)
(9000Kcal/m³’e baz)
İmzalanma
Tarihi
Durumu Bitiş Tarihi
Cezayir (LNG) 4.4 1988 Devrede Ekim 2024
Nijerya (LNG) 1.3 1995 Devrede Ekim 2021
İran 9.6 1996 Devrede Temmuz 2026
Rus. Fed. (Karadeniz) 16 1997 Devrede 2025 Sonu
Rus. Fed. (Batı) 4 1998 Devrede 2021 Sonu
Türkmenistan 15.6 1999
Azerbaycan(Faz-I) 6.6 2001 Devrede Nisan 2021
Azerbaycan(Faz-II) 6 2011 2017/2018 2032/2033
Azerbaycan(BIL) 0.15 2011 Devrede 2046

 

“Yenilenebilir Enerji Kaynalarının Önemi ve Dışa Bağımlılık” üzerine 2 yorum

  1. Yenilenebilir Enerji Kaynalarının Önemi ve Dışa Bağımlılık Yenilenebilir Enerji Tunceli merkezden ben Kerim Cabbar. Slm sayfan vallaha billaha çok iyi, twitter da paylaştım 06-09-2017 08:00:54 harika ötesi.

    Yanıtla

Ulus Tekin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.